9 Mayıs 2011 Pazartesi

Ebrunun Felsefesi                                                                          Bazı günler, şafak veya gurup vakti ufka bakarsanız; kırmızı, sarı, lacivert ve mavi renklerin en ilahi tonları ile, bulutlardan bir ebrunun daha doğrusu ebrinin şekillendiğini görürsünüz. Yine bazı gecelerde, bulutlu semalar kadar geniş bir ebru teknesine, mehtabın usta fırçasıyla lacivert, mavi ve ışıklı beyazın bütün nüanslarını serpiştiriverdiğine elbet rastlamışsınızdır.

İşte sanatkar dedelerimiz, bir anda değişip kaybolan bu semavi güzellikleri yeryüzüne aksettirerek, onların ağaç yeşiline ve toprak rengine olan hasretini giderdikten sonra, bu şahane tabloyu kağıt üstünde de ebedileştirmeyi bilmişlerdir. Bu anlayış içerisinde tanrısına boyun kesen sanatkarın benlikten uzaklaşan gönlü, sanki ebru teknesinde şekillenmiş gibidir. Artık o zaman büyümeye başlayan ebru teknesi derya kadar genişler, genişler ve kainata döner. Ebrucunun gönlü gibi.

Hz. Ali ne güzel buyurmuş "Sen kendini küçük bir cisim sanırsın, halbuki bütün bir alem sen de
dürülüp
bükülmüştür." 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder